Bu web sitesi sağlanan hizmetlerin iyileştirilmesi ve web sitemizde en iyi deneyimleri yaşamanız için çerezleri kullanır.

Reddet Kabul Et
Haberler

EKONOMİNİN NABZI, 2. KONYA EKONOMİ FORUMU’NDA ATTI

EKONOMİNİN NABZI, 2. KONYA EKONOMİ FORUMU’NDA ATTI

 Konya Sanayi Odası tarafından Ekonomi Gazetesi iş birliğiyle düzenlenen 2. Konya Ekonomi Forumu gerçekleştirildi. KSO Başkanı Mustafa Büyükeğen'in ev sahipliğinde, iş ve finans dünyasının önde gelen isimlerinin bir araya geldiği, güncel ekonomik gelişmeler ve reel sektörün geleceğinin tüm yönleriyle ele alındığı forumda duayen sanayiciler tecrübelerini paylaşırken, alanında uzman panelistlerde, reel sektörün geleceği, sürdürülebilir finansman modelleri, yapay zeka, bölgesel kalkınma ve teşvik politikalarıyla, Avrupa Birliği Sanayi Politikaları gibi konularda bilgiler verdi.

Duayen sanayicilerden, genç girişimcilere tavsiyeler

Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu ve ORKA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu’nun tecrübelerini paylaştığı ‘Anadolu’dan Dünyaya Yükselen Şirketler; Geleceği Yönetmek’ konulu ilk oturumda, duayen sanayiciler bütçe yönetimi ve markalaşma ile ilgili tecrübelerini paylaştı.

İlk olarak konuşan SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, şirketteki çocukların bütçe yönetmesinin önemine dikkat çekti. Konukoğlu, “Çocuklarınızın ilk okuldan başlayarak, bütçe yapmaları lazım. Çocukların daha çalışkan olmasını, paranın ne olduğunu öğrenmelerini istiyorsak, çocuklarımıza bütçe yapma alışkanlığını kazandırmamız gerekiyor. Bunu yapamazsak, iler zamanlarda baba olmadığı zaman şirketler zarar görür” şeklinde konuştu. Konukoğlu, şöyle devam etti: “Sektörlerin geçiş dönemleri oluyor. Bizim, şirket olarak yurt dışına gitmek içimize sinmiyor. Ama, bu maliyetler nedeniyle üretimde kısmalar yapıyoruz. Ben 2026 yılının daha iyi olacağını düşünüyorum. Bizim başka gidecek devletimiz yok. Onun için ülkemize sahip olalım.”

ORKA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu da, şirketlerde markalaşmanın önemine değindi. Fiyat rekabeti ile şirketlerin ayakta kalmasının mümkün olmadığını aktaran Orakçıoğlu, şunları söyledi: “Herkes markalaşma kurgusunda farklı söylemlerde bulunuyor. Bu da bugünden yarına olabilecek şey değil. Markanın ruhunu, kimliğini, karşınızdakinde yaratmadan başarılı olmanız mümkün değil. Biz şu anda yapay zeka kullanarak yeni teknoloji olan fabrikanın açılışını yapacağız. Ülkemizde mevcut olan birikimin, tecrübenin doğru kullanılması halinde, bu coğrafyada ürün satamayacağımız ülke olmadığını düşünüyorum.”

Hakan Aran: “(Reel sektör için) Programın bütünsel, dengeli şekilde evrilmesi gerekiyor”

Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen Reel Sektörün Geleceği konulu oturumda konuşan İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, enflasyonla mücadeleye dikkat çekti. Aran, “Tablo şunu diyor; enflasyonu öncelikleyen politikada reel sektör, özellikle de imalat sanayii sektörü üzerine düşen fedakârlığı, sorumluluğu yerine getiriyor. Bu süreçte küçülüyor. İstihdamı artmıyor ve milli gelire katkısı azalıyor. Reel sektör süreci yönetmeye çalışıyor. Enflasyonla mücadele hepimizin en önemli konusu ve enflasyonun düşmesi gerekiyor. Ancak enflasyon düşerken özellikle sanayinin, imalat sanayinin de ne durumda olduğunu kontrol etmemiz, mutlaka programı daha bütünsel, daha dengeli bir şekilde evriltmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Müşteri ve pazar kaybedildiğinde kaybedileni geri kazanmanın çok maliyetli olduğunun altını çizen Hakan Aran, “Siz bir marka yaratıyorsunuz, o markayı yarattıktan sonra satış, pazarlama faaliyetinde bulunuyorsunuz. Amerika'da, Avrupa'da, Uzakdoğu'da müşteri ediniyorsunuz. Müşteri hazırken, elinizde bir kontrat varken, ürününüzü satabilir durumdayken ve işinizi aynı mükemmellikte yaparken buradaki maliyetinizdeki artış nedeniyle kontratta yazan fiyat size kâr bırakamaz hale geliyor. Böyle bir durumda sanayicinin yapabileceği şeylerden hemen bu tabloyu değiştirmeye başlayacak şekilde üretiminde her türlü verimlilik artış noktasının fırsatını bulup, kendisine tekrar kar marjı yaratacak, kar marjını arttıracak şekilde tedbir almak” ifadelerini kullandı.

Biz neysek kullandığımız yapay zeka da ona dönüşüyor

Forumun üçüncü oturumda da, Ekonomi Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz ve Ekonomi Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Handan Sema Ceylan, yapay zekayı konuştu. İlk olarak söz alan Şeref Oğuz, yapay zeka ile büyük bir kabiliyet ve tehdidin aynı anda ortaya çıktığını söyledi. Yapay zeka yöntemi ile kendi iş modellerini zenginleştirenlerin olduğuna dikkat çeken Oğuz, “Yapay zekayı niçin kullandığımız konusu karışık. Sen bu konuda hazır değilsen, ne yapacağını bilmezsen büyük paralar harcayacaksın bu işe. Yapay zekayı kim kullanırsa ona hizmet ediyor.  Şu an siz ne kadar zekiyseniz, yapay zekada o kadar zeki. Ona öyle sorular soruyoruz ki, o da bir müddet sonra bize dönüşüyor. Ama nitelikli merakların varsa, inanılmaz sonuçlar getiriyor” şeklinde konuştu.

Daha sonra konuşan Handan sema Ceylan da günlük hayatın ve iş yaşamının her alanında yapay zekanın olduğuna dikkat çekerek, “Futbol maçlarından, voleybol maçlarına kadar her şeyde yapay zeka salonun içinde bizimle birlikte olacak. 13. taraftar yapay zeka olacak. Diğer yandan, işletmeler işlerini geliştirmek için yapay zekayı kullanmak durumunda. İlerde insan kaynakları yönetimi olduğu gibi, yapay zeka yönetimi bölümü de olacaktır belki” ifadelerini kullandı.

Yeşil finansman modelleri, düşük riskle finansmana olanak sağlar

Avrupa Birliği ve Türkiye’de sürdürülebilir finansman modellerini anlatan Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız,  yeşil dönüşümün neden gerekli olduğu, bu alanda verilen desteklerle ilgili bilgiler verdi. Dünya Bankası’nın Türkiye’nin 2053 yılında net sıfır emisyon hedefine ulaşması için bugünkü net değerle 640 milyon dolar düzeyinde yatırıma ihtiyaç duyduğunu açıkladığını söyleyen Yıldız, 2053 yılı hedefine ulaşmak için önümüzdeki 10 yıl içinde 251 milyar dolar yatırım yapılması gerektiğini ifade etti. Sürdürülebilir finansman ürünleri içerisinde, yeşil tahvil, sosyal tahvil, yeşil sukuk, sosyal hukuk, sürdürülebilir sukuk, yeşil/sürdürülebilir bono, sürdürülebilir kredi, karbon tahvili gibi türler olduğuna dikkat çeken Yıldız, bu ürünler sayesinde şirketlerin daha düşük riskle finansman sağladığını, yeni yatırımcı çekerek, yatırımcı tabanını çeşitlendirdiğini, iklim değişikliğinin risklerine karşı proaktif yaklaşımda bulunabildiğini aktardı. Yıldız ayrıca, bankalar tarafından verilen finansman modelleri hakkında da bilgiler vererek konuşmasını sonlandırdı.

Teşvik sistemleri ve destek unsurları anlatıldı

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermayeler Genel Müdür Yardımcısı Sait Cordan, bölgesel kalkınma ve teşvik politikalarını anlattığı oturumda, uygulamada olan yatırım teşvik sistemiyle ilgili bilgiler verdi. Genel teşvik uygulamasında 1. ve 2. bölgelerde asgari 3 milyon TL, 3.,4.,5., ve 6. Bölgelerde 1 milyon 500 bin asgari yatırım tutarı olduğunu aktaran Cordan, “Stratejik yatırımlarda 50 milyon TL, bölgesel teşvik uygulamaları ve öncelikli yatırımlarda 1 milyar 500 milyon TL’den başlamak üzere destekler, her bir sektör ve her bir il için ayrı ayrı belirlenmiştir” dedi.  Cordan, teşvik sistemi içerisindeki KDV istisnaları, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, yatırım yeri tahsisi,  KDV iadesi, sigorta pirimi iş veren hissesi desteği, sigorta pirimi işçi hissesi desteği, faiz veya kar payı gibi destek unsurlarını detaylı bir şekilde anlatarak, katılımcıların sorularını yanıtladı. 

‘Kuru dengede tutamayınca, enflasyonla mücadele edemiyoruz’

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levent Yılmaz, para politikaları ve enflasyonla mücadeleyi anlattı. Para politikasının çeşitli tanımları olduğunu aktaran ve “Para politikası, bizim gibi ülkeler için döviz kurunu belirli bir aralıkta tutmaca işidir” diyen Yılmaz, “Kuru dengede tutamadığınız zaman, enflasyonla mücadele edemiyorsunuz. Talebi düşürün, sıfır noktasına getirin, kuru tutamıyorsanız enflasyon yine artıyor. Bizim gibi çift paralı ülkelerde, para politikası, döviz kurunu belirli aralıkta tutmaca işidir. Bunu başaran merkez bankası başarılı sayılıyor” şeklinde konuştu. Yılmaz ayrıca, 2016-2018 yıllarında uygulanan para politikası yöntemiyle, kur korumalı mevduat, enflasyon ve kredi büyümesi hedefleri ve TCMB rezervlerine yönelik de değerlendirmelerde bulundu.

Hava kargo taşımacılığı hacim olarak küçük, değer olarak büyük

Uluslararası Tedarik Zincirinde Kırılmalar ve Lojistiğe Etkisi konulu oturumda konuşan Turkish Cargo Ankara Kargo Pazarlama ve Satış Şefi Dicle Seranay Öntaş, değişen taşıma trendleri ve Türkiye’nin bu sistemdeki yeri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin ihracatında en çok kullanılan taşıma modelinin yüzde 55,9 ile denizyolu, yüzde 32,8 ile karayolu, yüzde 9,9 ile havayolu ve yüzde 0,7 ile demiryolu olduğu bilgisini paylaşan Öntaş, “Hava kargo, taşıma hacmi bakımından küçük bir paya sahip olsa da, taşınan ürünlerin toplam değeri açısından çok önemli. Dünya ticaretinin sadece yüzde 1’i hacim olarak hava kargoyla taşınıyor ama bu ürünlerin değeri, toplam değerin yüzde 33’üne denk geliyor. Yani hızlı ve değerli ürünler için hava kargo vazgeçilmez durumda. Özellikle pandemiyle birlikte hava taşımacılığı ciddi bir ivme kazandı ve bu trendin devam etmesi bekleniyor” dedi. Öztaş, Konya gibi Anadolu şehirlerinde hava kargo faaliyetinin başlamasının çok değerli olduğunu belirterek, Konya Hava Kargo’nun günlük 5 sefer yapmasının önemli olduğunu sözlerine ekledi.

İhracatçılara yönelik Eximbank kredileri tanıtıldı

Forumun son oturumunda dış ticarette finansman modelleri hakkında bilgiler veren Türk Eximbank Konya Şube Müdürü Yakup Külekçi, Türk Eximbank’ın faaliyetleri ve ihracatçılara sağladığı avantajları anlattı. İhracatçı firmaların finansmana erişimini kolaylaştıran Türk Eximbank desteklerini paylaşan Külekçi, banka olarak sundukları kredi, sigorta ve garanti programlarının ihracatın sürdürülebilirliği açısından kritik rol oynadığını vurguladı. KOBİ dışı firmaların mal ihracatı faaliyetlerine yönelik ihracata hazırlık kredisi sunduklarını aktaran Külekçi, bu kredide 2 yıla varan vade imkanı, TL ve döviz kredi imkanı bulunduğunu, 24 ay taahhüt süresi olduğunu bildirdi. Külekçi, reeskont kredisi, sevk sonrası reeskont kredisi, uluslararası nakliyat pazarlama kredisi, döviz kazandırıcı hizmetler kredisi, ihracata yönelik işletme sermayesi kredisi ve ihracata yönelik yatırım kredisi gibi ürünleri hakkında da detaylı bilgiler verdi.