Bu web sitesi sağlanan hizmetlerin iyileştirilmesi ve web sitemizde en iyi deneyimleri yaşamanız için çerezleri kullanır.

Reddet Kabul Et
Haberler

BÜYÜK BULUŞMA

BÜYÜK BULUŞMA

Konya Sanayi Odası, Konya Ticaret Odası, Konya Ticaret Borsası ve MÜSİAD Konya Şubesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Ankara’daki Konyalı Bürokratların buluştuğu geleneksel iftar yemeğinin 7’ncisi Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. Yaklaşık bin kişinin katıldığı geleneksel iftar yemeğinde, davetlilere Konya pilavı ikram edildi. Konya bu büyük buluşmada birlik ve beraberlik mesajları verirken, Bakan Davutoğlu’nun gündeminde bölgede ve dünyada yaşanan sıcak gelişmeler vardı.
 
İftar yemeğine eşi Sare Davutoğlu ve kızıyla birlikte katılan Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, bu iftar yemeklerini geleneksel hale getiren KSO, KTO, KTB ve MÜSİAD’a teşekkür ederken, konuşmasında Konya’nın birlik ve beraberliğine dikkat çekti. Arakan, Suriye, Libya, Mısır gibi pek çok ülkede yaşanan gelişmelere de değinen Davutoğlu, ''Bu sene Ramazan ayında bir taraftan Arakan'daki kardeşlerimizin acısını yüreğimizde hissediyoruz, diğer taraftan da Suriye'de büyük siyasi çalkantılar içinde ayakta kalma mücadelesi veren Suriyeli kardeşlerimizle kader birliği yapıyoruz'' dedi.
 
''Konyalı Bürokratlar ile 7. Geleneksel İftar Buluşması''nda konuşan Davutoğlu, geçen sene yine aynı etkinlikte Libyalıların acısını paylaştıklarını hatırlatan ve Somali'ye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptıkları ziyarete işaret ederek, bu ziyaretle insanlık vicdanının sesini duyurmak istediklerini söyledi. Davutoğlu, bu seyahatin bütün insanlık vicdanını ve Afrika'nın gönlünü ayağa kaldırdığını kaydederek, ''Unutulmuş addedilen, terk edilmiş bilinen ve yıllardır hiçbir liderin ziyaret etmediği hiçbir devlet adamının inmediği Mogadişu'ya düzenli uçak seferlerinin yapılmadığı o garip şehre bizler indik'' ifadelerini kullandı. O gün Mogadişu'da verilen sözlerin hemen hemen hepsinin yerine getirildiğinin altını çizen Davutoğlu, ''O zaman Somali insanı ümitsizdi, umudunu kaybetmişti. Bize yardım elini uzatmayacak kimse yok mu diyen bir halktı. Bugün kendine güvenen bir Somali varsa aziz milletimizin temsilcileri olarak o kardeşlerimize bu mesajı götüren Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin bunda payı çok büyüktür'' dedi.
 
MYANMAR'DAKİ MÜSLÜMANLAR İÇİN ÜZÜLÜYORUZ
 
Türkiye'nin Somali'de büyükelçilik açtığını hatırlatan Davutoğlu, Türkiye'nin Somali'de yaptıklarını anlattıktan sonra ''Bugün Somali insanı geleceğe ümitle bakıyorsa, aziz milletimizin yardımlarıyla gerçekleştirilen bu yardımların büyük bir payı var. Bugün aynı hissiyatı Arakan için hissediyoruz. Myanmar'daki Müslümanlar için hissediyoruz'' diye konuştu. Myanmar'a da yakın zamanda büyükelçi atadıklarını dile getiren Davutoğlu, yeni atanan büyükelçiye iki talimat verdiklerini söyledi. Davutoğlu, ''Birincisi 1. Dünya Savaşı'nda İngilizler tarafından esir alınan dedelerimizin ve orada şehit düşen dedelerimizin mezarlarını tek tek bulması ve o şehitlikleri ihya etmesi. Geçen hafta Myanmar Dışişleri Bakanı'na bu çerçevede bir mektup gönderdim. Büyükelçimiz şehitlerimizin makamlarını tek tek buldu. Bir şehitlikte 700 diğer şehitlikte 300, benzer 6-7 şehitlik daha tespit ettik. Ona talimatımız açık ve netti. Bu aziz bayrak için şehit düşen dedelerimizin makamlarına varacaksınız. Huzurlarına gideceksiniz ve önce onlardan ruhsat alacaksınız. Diyeceksiniz ki 'Uğruna şehit düştüğünüz bu al bayrağı size getirdik. Ebediyyen burada dalgalanmak üzere getirdik.' İkinci talimatımız uzun zamandır takip ettiğimiz Arakan'daki kardeşlerimizin kaderleriyle ilgilenmesi ve onlarla temasa geçmesi. Son iki hafta içinde bütün o bölgedeki gelişmelerle ilgili büyükelçimiz yakın bir temas trafiği içinde. Geçtiğimiz hafta da Dışişleri Bakanına benim mektubumu ve ayrıca da Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin bu konuya ilgisini muhtevi bir mesajı ilettiler.''

Davutoğlu, ayrıca Bangladeş ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile temas halinde olduklarını ve Arakan'a insani yardımları en kısa zamanda iletebilmek için büyük bir çaba sarf ettiklerini söyledi. Libya'ya yapılan yardımları hatırlatan Davutoğlu, Libya'ya da Suriye'ye ye de aynı şeyi söylediklerini belirtti. Davutoğlu, ''Sakın ola ki kardeşlerinizin sizi terk ettiğini düşünmeyin'' dedi ve Türkiye'nin asırlar sonra bu bölgelere dönüşünün merhamet, şefkat ve kardeşlik dönüşü olacağını kaydetti. ''Libya'da seçim süreci işlemiş ve Libya kendi yolu üzerinde ilerliyorsa bunda Türkiye'nin payı'' olduğunu dile getiren Davutoğlu, Tunus'ta da seçilmiş bir demokratik iktidar varsa bunda yine Ankara'dan yükselen sesin büyük hissesi olduğunu ifade etti.
 
MISIR İLE YÜKSEK DÜZEYLİ STRATEJİK İŞBİRLİĞİ KONSEYİ TEKRAR HAYATA GEÇİYOR
 
Mısır'da seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatan ve ''Mısır'ın seçilmiş Cumhurbaşkanını ilk ziyaret etme şerefine nail olan Dışişleri Bakanı da benim'' diyen Davutoğlu, ''Sayın Başbakanımız Tahrir'de Mısır gençliğine seslenirken ve artık Mısır halkının kendi kaderini tayin etme hakkı elinden alınmamalıdır derken, Türkiye'de birçok ses Sayın Başbakanımızı ve hükümetimizi tenkit etmişti'' dedi.
 
Davutoğlu, şunları söyledi:''Ama şimdi Mısır halkının gönlünde, Mısır halkının gelecek planlamasında hiçbir zaman yeri sarsılmayacak olan bir Türkiye Cumhuriyeti devleti var. Her zaman Mısır'ın yanında olacağız. Bugün Mısır'da yeşeren demokrasi inşallah Mısır'ı bölgenin en büyük istikrar gücü haline getirecek ve Türkiye ile Mısır arasında kurulacak ortak stratejik ilişkiler Ortadoğu bölgesinin kardeşçe yeniden inşasına büyük bir katkıda bulunacak. Önümüzdeki iki ay içinde Mısır ile Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi mekanizmasını tekrar hayata geçireceğiz.''
 
Davutoğlu, Türkiye'nin her zaman Mısır'ın yanında olacağını belirterek, ''Mısır'ın başarısı bizim başarımızdır. Biz bu bölgede hiçbir ülkeyi rakip, hiçbir kardeş halkı hasım görmüyoruz. Bütün ülkeler dosttur, bütün kardeş halklar bizim aziz kardeşlerimizdir. Bu bölgeyi uzun yıllardır, yaklaşık bir yüzyıldır birbirinden koparılmış bu bölgeleri tekrar birbirine ebediyyen kenetleyecek bir dış politika anlayışını egemen kılmaya çalışıyoruz'' dedi.

MAZLUMLARIN YANINDA YER ALDIK

''Kim ne derse desin, kim bu politikaları çok idealist, çok iddialı bulursa bulsun ve kim dönüp dönüp tekrar tekrar ' Bunlar doğru olabilir ama bizim buna gücümüz yeter mi' diye sorarsa sorsun, biz gür sesle diyeceğiz ki, evet bizim gücümüz yeter'' diye konuşan Davutoğlu, Türkiye'nin bundan sonra da bu topraklarda barışın ve huzurun sözcüsü olmaya devam edeceğini kaydetti. Suriye konusuna da değinen Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye'deki zulme sessiz kalamayacağını söyledi. Davutoğlu, 10 yıldır çok iyi ilişkiler kurulan Suriye yönetimine ve Beşşar Esed'e hep adaletten ayrılmamasını, insanlara zulüm yapmamasını ilettiklerini söyledi. Davutoğlu, şöyle devam etti:

''O kendi halkıyla bütünleşmek yerine, kendi halkına orduyu sürerek topla tankla saldırmayı ve 1 yıl içinde 20 bin kardeşimizin ölümüne sebep olmayı tercih eden bir yöntemi benimsemişse, bizim için tek bir yol vardı. Bu yöntemin karşısında Suriyeli mazlum kardeşlerimizin yanında yer almak. Onların yanında yer aldık, almaya devam edeceğiz. Bu ahlaki değerleri kim ne derse desin her yerde savunacağız.''
 
KONYA'YA HİZMET BOYNUMUZUN BORCUDUR
 
MÜSİAD Konya Şubesi, Konya Ticaret Borsası, Konya Sanayi Odası ve Konya Ticaret Odası adına konuşan Konya Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Öztürk, Konya’nın birlik içerisinde hedeflerine ulaşmak için çalıştığını belirterek, “Şehrimizin iş âlemi temsilcileri olarak 2023’te 15 milyar dolar ihracat ve Türkiye ortalamasında milli gelir hedefliyoruz. 2001 yılında Türkiye ihracatı 31 milyar dolar iken Konya 100 milyon dolar ihracat yaptı. 2011 yılına geldiğimizde Türkiye ihracatı 134 milyar dolar Konya’nın ihracatı 1,2 milyar dolar olduğunu görüyoruz. Türkiye son on yılda ihracatını 4,5 misli artırırken Konya 12 misli artırmıştır. Konya 2001 yılında yaptığı toplam ihracattan fazlasını 2012 yılında bir ayda yapar hale gelmiştir.  Son 10 yıldaki rakamlar gösteriyor ki; Konya kendisine verileni fazlasıyla geri vermektedir. Konya paylaşmasını bilen aldığının karşılığını fazlasıyla ödeyen bir il yani Belde-i Muhayyare’dir.Bu açıdan bizler diyoruz ki; Türkiye’nin büyümesi için Konya’nın büyümesi gerekir. Konya’yı merkeze alan, batısıyla doğusunu, kuzeyiyle güneyini bir bütün olarak gören daha yaşanır bir Türkiye, daha huzurlu bir bölge ve daha adaletli bir dünya için Konya’mıza hizmet etmek hepimizin boynunun borcudur” diye konuştu.